4 Ocak 2012 Çarşamba

La paz

Seyatime iki haftadan az kalmışken eski seyahatimle ilgili izlenimlerimi paylaşayım istiyorum. La paz Güney Amerika'nın esmer çocuğu Bolivya'nın başkenti, İspanyolca barış anlamına geliyor. Kente daha ayak basmadan önce uzun saatler (eğer benim gibi brezilyadan giriş yapılırsa yolculuk yaklaşık 40 saat sürebiliyor), asfaltsız yollarda, otobüsten çok kamyona benzeyen araçlar ile yapılan yolculuktan dolayı zaten intihar etme noktasına gelmiş olan gezgin şehre ayak bastığında badanasız, sıvasız evleri, sokaklardaki çöpleri, fakirliği, şehirdeki kaos halini ve oksijensizliği görünce geldiği için pişman olma noktasına geliyor.

Bolivya yolları size konforlu bir yolculuk vaat etmiyor


 Eğer ilk üç gün oksijen azlığına ve yeni tanışılan sefalete alışılabilirse, La Paz belki de Güney Amerika'da bir gezgine en fazla anı kazandırabilecek yerlerden biri. Öncelikle La Paz gerçekten Güney Amerikanın en ucuz şehri, her şey ama her şey o kadar ucuz ki insan bazen bir şey satın aldığında kendini kötü hissetmemek için üste para vermek bile istiyor. Kent, özellikle El Alto yani yüksek şehirde görülebilecek tüm sefalete rağmen köklü bir şehir olduğunu, sokak aralarında rastladığınız görkemli binalar ile şehir size sürekli hatırlatıyor. koloni dönemi özelliklerini taşıyan binalar dışında cumhuriyet dönemine ait bir çok güzel yapı da keşfedilmeyi bekliyor.

La Paz'a giriş, El Alto


La Paz

Bolivyada halkın çoğunluğu yerlilerden oluştuğu için gerçek Güney Amerika kültürü ile tanışabilme fırsatını size sunan La Paz'da yerlilerin  yün eğirip, hediyelik eşya üretmedikleri bunların  dışında uğraşlara da sahip olduukları, bir hak arama mücadelesi içinde oldukları   anlaşılıyor. Yüzyıllardır ezilen yerlilerin ve ülkenin en güçlü sendikası olan madencilerin en hareketli olduğu kent yine La Paz olduğu için ister istemez gün boyu politika ile iç içe oluyorsunuz. Bu kimilerine göre sıkıcı bir şey olsa da tatil köyü zihniyeti dışında tatil  yapabilme anlayışına sahip bir çok kişi için bulunmaz nimet. Çünkü Güney Amerikaların protestoları bile karnaval havasında (gerçi halk en son bir belediye başkanını linç etmişti ama şiddette karnavalın bir parçasıdır ne de olsa).

Evo Morales


Diğer bir özellik ise La Paz' ın yaşayan bir şehir hem de bir çok Güney Amerika şehrinin tersine 24 saat yaşayan bir şehir olması. Örneğin Bogota'da ya da Caracas' ta akşam 8' den sonra açık olan bir tane market bile bulunamazken, La paz'da gece 3'te bara ya da yemek  yemeye gidilebiliyor. Kadın ya da erkek her yaştan gezgin şehirde günün ve gecenin her saati kaçırılmayacağını, saldırıya uğrayıp soyulmayacağını bildiği için gönül rahatlığı ile gezebiliyor. Bu etrafta çok polis olması ile alakalı bir şey değil adamların suç kültürü çok gelişmemiş, suç oranı halkın tüm sefaletine karşın oldukça düşük. Pazarlarda açık sergilerde altın satıyorlar ve kimse soymaya kalkmıyor.

Witch Market'ten büyücülük malzemeleri

 Kentin bir diğer artısı ise, Güney Amerika'daki iki ünlü antik enerji merkezinin şehrin yakınında olması. Bunlardan biri Tiwanaku diğeri ise Lago Titicaca  yani Titicaca gölü. Titicaca gölü peru ile sınır olmasının yanında ünlü Isla del Sol yani güneşin adasına da ev sahipliği yapıyor. Gölün Bolivya tarafında kalan kısımında Copacabana kasabası var. Toparlarsak La Paz tüm eksilerine rağmen Güney Amerikanın en ilginç ve en renkli şehirlerinden biri.

Tiwanaku



Paylaş/Kaydet/Takip et Paylaş

5 yorum:

Deniz dedi ki...

demek Latin Amerika tekrar çağırıyor sizi! :) ne güzel. Daha önce gitmediyseniz, Isla del Sol'a muhakkak gitmenizi tavsiye ederim. Huzurlu bi yer hayal ettiğimde hala orası gözümün önüne gelir..

laforgue dedi ki...

@Deniz: Titicaca gölüne gitmiş ama sersemlik yapıp Isla del Sol'a geçmemiştim. Ama bu sefer kararlıyım kesin gideceğim.

Gül dedi ki...

Güney Amerika o kadar uzak ki şuan için.merakla bekliyorum yazılarınızı :)

Selen dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
laforgue dedi ki...

@Selen: İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Yorum Gönder